Ebeveyn-Çocuk İlişkisinin Önemi
-
Ekim 11, 2023
Çocukların bebeklik döneminde anne ile başlayan iletişim süreci bir süre sonra çocuğun babası, yakın çevresi, akranları ve öğretmenleri ile iletişim kurmasıyla devam eder. Anne ve baba ile kurulan ilişki bebeğin hayatındaki en önemli başlangıçlardan biridir. Ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişkinin sağlıklı olması çocuğun fiziksel, duygusal ve sosyal gelişimini destekler. Kurulan bu sağlıklı ilişki, çocuğun kişiliğini, ilişkilerini, psikolojik sağlamlığını, genel davranışlarını ve yaşam seçimlerini etkileyebilecek güçtedir. Bu nedenle çocuğumuz ile pozitif bir ebeveyn-çocuk ilişkisi kurmak son derece önemlidir. Anne karnında başlayan bu iletişim bebeğin doğumu ile kuvvetlenir. Annenin baba eşliğinde bebeği emzirmesi, kucaklaması, sevmesi, uyutması, bebeğe gülümsemesi, banyo yaptırması, bebeğin altını değiştirmesi ve bebek ile göz teması kurması sayesinde bebeğimiz bağ kurma, ilgi görme, ait olma, sevme ve sevilme gibi hisleri ilk kez ebeveynleri ile deneyimlemiş olur.
Bebeklik döneminde beden dili, jest ve mimikler ile başlayan iletişim süreci ilerleyen yaşlarda karşılıklı konuşma, bilgi alışverişi, oyunlar ve duyguların sözel yolla paylaşılması ile devam eder. Çocuğa karşı ilgili, şefkatli, güvenilir, tutarlı, destekleyici bir yaklaşım sergileyen ebeveynlerin olduğu sıcak ve pozitif bir aile ortamı oluşturmak, çocuğun duygu ve düşüncelerini ifade edebileceği güvenli bir alan sağlamak, çocuğun sınırlarına saygı duymak, iyi bir dinleyici ve gözlemci olarak onun duygularını, istek ve ihtiyaçlarını fark edebilmek, anlayabilmek ve gerektiğinde karşılayabilmek pozitif ebeveyn-çocuk ilişkisinin temelini oluşturur. Çocukların güvenli bağlanabildiği, sevgi ve şefkat gördüğü, pozitif iletişim kurmayı öğrendiği besleyici bir ortamda büyümeleri ilerleyen yaşlarda çevresindeki tüm canlılar ile benzer şekillerde iletişim kurmalarına olanak sağlar. Sevgi ve saygıyı temel alan iletişim modelini benimseyen ebeveynlerin çocuklarının, yakın çevresi, akranları ve öğretmenleri ile pozitif ilişkiler geliştirebilme şansları daha yüksektir. Buna ek olarak, ebeveynlerine duygu ve düşüncelerini ifade edebilen, sağlıklı iletişim kurulan destekleyici bir aile ortamında büyüyen çocuklar stresli ve zor durumlarda üzüntü, öfke, kaygı gibi duyguları düzenleme becerisine sahip olurlar, dolayısıyla zor zamanlarda daha işbirlikçi ve problem çözme odaklılardır.
Ebeveynlerin çocuklarıyla ilişki kurarken unutmamaları gereken önemli bir konu vardır. Çocuklar çok iyi gözlemcilerdir ve bu gözlem yetenekleri sayesinde çevrelerini, hayatı, eylemleri ve duyguları anlamlandırmaya çalışırken çoğu zaman ebeveynlerinin farklı koşullarda verdikleri tepkileri ve davranışları incelerler. Bu nedenle çocuklar ebeveynleri ve yakın çevreleri ile iletişim kurarken gözlemledikleri davranışları rol-model alma eğilimi gösterirler. Çocuğumuzun yaşadığımıza benzer bir durumla karşılaştığında nasıl tepki vermesini istediğimizi düşünelim. Eğer çocuğumuzun zor zamanlarda veya istediği şey olmadığında öfkelenmesini, ağlamasını, kaygılanmasını, bağırmasını, vurmasını istemiyorsak biz de çocuğumuz ile ilişkimizde zorlandığımız zamanlarda bu ve benzeri tepkiler vermemeye dikkat etmeliyiz.
Sevgi ve saygıyı temel alan iletişim modelini benimsemeyen, sağlıksız ebeveyn-çocuk ilişkisi kurulan bir aile ortamı çocukların özbenliğini ve özsaygısını zedeler, bu da çocuğun sağlıklı bir kişilik oluşturamamasına, gelecekte yakın çevresi, akranları ve öğretmenleri ile ilişkisel problemler yaşanmasına, duygularını düzenleyememesine, dolayısıyla depresyon, öfke kontrol problemleri, kaygı bozukluğu ve özgüven problemlerine sebep olur. Bu nedenle, ebeveynlerin çocuğa örnek olacak bir iletişim modeli benimsemeleri ve çocukları ile pozitif bir ilişki içerisinde olmaya özen göstermeleri gerekmektedir.
Sizden gelecek konu hakkındaki yorumları merakla bekliyorum.